ÖNE ÇIKANLAR
- Göçmen olmanın yarattığı hüzün ve kederi aşmak çok zor.
- Yaşadığınız kayıp hissi duygusal olduğu için yerini doldurmak çok zor.
- Hüznün devamlı olması almanız gereken kararları geciktirmenize ve gelecekteki huzurunuzu olumsuz etkilemesine neden olabilir.
- İyileşme süreci karmaşık olsa da destek var.
Göçmenlerin yaşadığı özlem ve hüzün karmaşık ve çok yönlü. Memleket özlemi dışında, alıştıklarımızdan ve destek ağımızdan uzaklaşma ve ait olma duygusunun kaybolmasını da unutmamamız lazım. Göçmenlerde derin bir kaybolma duygusu hâkim.
Baştaki kültür şoku, memleket özlemi ve dil sıkıntısı yüzünden göçmenler ve mülteciler elle tutulur ve tutulamayan bir dizi kayıp yaşıyor. Kayıplar hem ilişkilerini hem de fiziksel ve psikolojik sağlıklarını etkileyebiliyor.
Tüm buna toplamda göçmen hüznü veya “migratory grief” adı veriliyor.
PSİKOLOJİK DESTEK

Avustralya’da kendi dilinizde akıl sağlığı hizmetleri
Beyond Blue’dan klinik psikolog Dr Grant Blashki, “Bir kişi hüzünlüyse yaşadığı kayıp genelde bilinen, tespit edilebilen elle tutulur bir etkendir. Sevdiğiniz birini, işinizi, petinizi veya evinizi kaybettiyseniz, hüznün nedeni tespit edilebilir. Mutsuzsunuz veya öfkelisiniz ancak kaynağını biliyorsunuz” diyor.
Ancak göçmenlerin ayrıca yaşadığı duygusal kayıplar elle tutulur değil. Buna “belirsiz kayıp” adı veriliyor.
“Belirsiz kayıp, kaybettiğiniz şey konusunda bir açıklık veya netlik olmaması. Bu da yaşadığınız hüznü kontrol altına alıp yaşadığınız sıkıntıyı aşmanızı çok güç hale getirir” diyor.
Göçmenler kimliklerinin değiştiğini hissedebilir. Sosyal seviyelerinde bir düşme gözlemleyebilir. Ayrıca dil yeteneği ve günlük konuşmalar dahil, iletişimde zorluk yaşayabilirler.Beyond Blue’dan uzman klinik psikolog Dr Grant Blashki

Yaşadığınız hüznün belirsiz olması yaşadığınız sıkıntıyı aşmanızı güçleştirir. Source: Moment RF / Maria Korneeva/Getty Images
“Dostlarımızın, akrabalarımızın, sevdiğimiz insanların, sevdiğimiz yerlerin hüznünü tutarız. Bunlar geride bıraktığımız ve artık erişemediğimiz tanımlanabilen kayıplar” diyor.

Credit: Ariel Skelley/Getty Images
Aroche bazı durumlarda göçmen hüznünün “geride kalsaydım ne olurdum” düşüncesine ve kaçırılan fırsatların idealleştirilmesine bağlı olduğunu söylüyor.
Memlekette kalmış olması durumunda yaşanacakların hayali ve olası başarıların fantezi haline getirilmesinin yarattığı göçmen hüznü de var.Klinik psikolog ve STARTTS’ın Genel Müdürü Jorge Aroche
“Hissedilen duyguların çoğunun mantıklı olması gerekmiyor. Genelde insanlar böyle hissettikleri için suçluluk duygusu yaşıyorlar. Çünkü bu tür hislere rağmen yeni ülkelerinde hayat standartlarının çok daha iyi olduğunun farkındalar” diyor.
Göçmen hüznünün başarı elde ettiğimizde üzüntü veya sıkıntı yaşadığımızda açık bir şekilde dışa vuramama gibi etkileri de var. Bunun nedeni suçluluk duygusu veya utanma olabilir.
Aroche, “Ekonomik göçmenler veya mülteciler şikâyet etmekten çekiniyor olabilir. Sonuçta dostları veya akrabaları hala memlekette, daha zor durumda veya daha büyük tehlikelerle karşı karşıya” diyor.
Ancak göçmenlerin yaşadıkları hüznü kabul edip ifade etmesinin de sıkıntıları aşmak için önemli bir basamak olduğunu söylüyor.

Source: Moment RF / Alexander Spatari/Getty Images
Hüzünle yaşama yöntemleri
düşünce kuruluşunun Hindistan doğumlu başkanı Kamal Sharma Avustralya’ya ilk geldiğinde ortama ayak uydurmakta zorlandığını söylüyor. Yaşadığı uyumsuzluk hissini kimliğinin değişim geçirdiğini kabul ederek aşmış ancak bu da zaman almış.
Sharma aynı memleketten gelenlerle sosyalleşmenin getirdiği rahatlığı ve kendini bulma duygusunun özellikle yeni göçenler için önemli olduğunu kabul ediyor. Ancak yeni insanlarla tanışmanın ve yeni deneyimlere açık olmanın da öneminin altını çiziyor.
Hüznü aşmanın olumlu ve olumsuz yöntemleri olduğunu söylüyor.
Yeni ortamlarda kendinizi yeniden tanıma fırsatları yaratmak olumlu bir yöntem. Size yük getiren şeylerden uzaklaşmak, kendinizi geliştirmek için yeni fikirler veya kavramlar araştırmak da öyle.Rezilum ve R U O? Başkanı Kamal Sharma
Olumsuz olanlarsa bir grupla sınırlanmak ve yeni bir ortama sokup kendinizi zorlamamak. “Her şeyin göçtüğünüz andaki gibi olmasını sağlamaya çalışmak” diyor.
Yeni fikirlerle kendinizi zorlamanın ve kendinizi yeniden keşfetmenin önemini vurguluyor. “Farklı bir kültürde kim olduğunuzu detaylıca keşfedin” diyor.

Credit: Mike Powell/Getty Images
Ayrıca kişinin etrafında inşa edeceği bir destek ağı bu süreçte çok önemli. Bunun eksikliği ise yalnızlığa, anksiyeteye ve öfkeye neden olur.
Hindistan’da bir keşiş olarak eğitim gören Sharma, bu sıkıntıları aşmanın en etkili yönteminin yaşadığınız bölgenin sosyal kültürüne katılmak olduğunu söylüyor. Kendisi takım sporları üzerinden bunu başarmış.
yapabileceğiniz şeyler de var. Burada Batı veya Doğu felsefesine uygun çeşitli süreçler de takip edebilirsiniz.
“Okuduğum Batı literatürü daha çok değişimin kontrolü ve değişimle gelişmeye odaklı. Değişime uyum sağlamayı hedefliyor. Bu da bence birçok açıdan son derece Batılı bir süreç” diyor.
Kendisinin de belirsizlik ve her şeyin geçici olmasına odaklandığını söylüyor. “Değişim belli bir sabit ortamdan farklı bir sabit ortama geçmek anlamına geliyor. Geçicilik ise bu değişimle beraber hareket etmek, hayatın iniş ve çıkışlarından yararlanmak. Benim için şeyin geçici olduğu duygusuyla hareket etmek ve geçiciliği kabul etmek çok daha etkili” diyor.

Göçmen hüznünün fiziksel ve psikolojik yansımaları olabilir. Fiziksel etkileri arasında uyku düzeninin bozulması, yorgunluk hissi ve sürekli bitkinlik var. Source: Moment RF / Fiordaliso/Getty Images
Kendine odaklan
Akıl sağlığı uzmanları düzenli aralıklarla nasıl hissettiğinize odaklanmanızı, duygusal olarak nasıl olduğunuzun farkında olmanızı tavsiye ediyor. Eğer yaşadıklarınız sizi bunaltacak seviyeye çıkarsa da yardım isteyin.
Dr Blashki “Hüzünle mücadele edenlerin genelde işte veya evde çatışma veya aşırı alkol tüketimi gibi ikincil yansımaları oluyor” diyor.
Göçmen hüznünün belirtileri yıllar içinde gelip gidiyor olabilir ancak sürekli devam eden ve önlem alınmayan hüznün ciddi psikolojik sonuçları olabiliyor.
Dr Blashki aylar süren ve kişinin sosyalleşme, çalışma veya ilişkilerini geliştirme fırsatlarını kısıtlayan bir umutsuzluk hissinin klinik depresyonun en açık belirtilerinden olduğunu söylüyor.
“Üzgünler. Her şey hakkında umutsuzlar. Herhangi bir umut ışığı yok. Her şey artık tatsız tuzsuz” diyor.

Ciddi depresyon belirtileri gösterenlerin aile doktorlarına gitmeleri gerekiyor. Veya Lifeline, Beyond Blue gibi psikolojik destek hatlarını arayın. Source: Moment RF / Fiordaliso/Getty Images
Sharma, “Her kayıp bir travma yaratıyor ve travmalarla mücadelenin de iki yöntemi var. Ya travmanın belirtilerini tedavi edebilirsiniz ya da travmayı tedavi edebilirsiniz. Bana sorarsanız, hem göçmen hüznünün belirtilerini tedavi etmemiz lazım hem de kendimizi tedavi etmemiz lazım” diyor.
“İyileşme kelimesi tekrar tam olma anlamına geliyor. Bu da yeni bir ortamda tam olmak” diye de ekliyor.
“Eskiyi geride bırakıp yeniye yer açmak. Bu seçimi yapmak tedavi sürecinin önemli bir parçası” diyor.
Psikolojik destek için 13 11 14 numaralı hattan ’a veya 1800 22 46 36 numaralı hattan ’ya ulaşabilirsiniz.