Öne çıkanlar
- Birçok uzman, şu anda pandeminin sağlık sistemine getirdiği yükün üstüne bir de uzun COVID’in getirdiği yükün ekleneceğini düşünüyor.
- Aylar süren bitkinlik ve diğer semptomların getirdiği psikolojik yük de var.
- Avustralya’da uzun COVID konusundaki araştırmalara şimdi de delta varyantı kapanlar eklenecek.
Şubat 2020’de, COVID-19 hakkında bilginin sınırlı olduğu bir dönemde Dünya Sağlık Örgütü, koronavirüsü hafif bir şekilde geçirenlerin iki haftada iyileştiğini açıkladı. Ancak şimdi, veriler koronavirüs kapan her on kişiden birinin aylarca sağlık sıkıntısı çektiğini gösteriyor.
Uzun COVID adı verilen bu durum ABD ve Britanya gibi milyonlarca kişinin virüsü kaptığı ülkelerde daha çok öne çıkıyor.
Sydneyli travma ve rehabilitasyon uzmanı doktor Stuart Tan uzun COVID’i daha iyi tanımlamaya çalışan Avustralyalılardan biri.
Uzun COVID’in düşünülenden daha yaygın olduğunu söylüyor.
Yurt dışından gelen verilere göre, COVID-19 kapıp iyileşmiş olarak görülen kişilerde aylar sonra hala semptomların görüldüğünü söylüyor. Hatta yurt dışında birkaç ay önce yayınlanan sistematik bir bilimsel makale taramasında bu oranın yüzde 72.5 olarak belirlendiğini belirtiyor.
“Bazı araştırmalarda bu oran yüzde 87.9’a kadar çıkıyor. Düşünülenden daha sık rastlanıyor” diyor.
Avustralya’nın sağlık sistemi şu anda COVID-19’u önleme ve tedaviye odaklanmış durumda. Ancak uzmanlara göre, pandeminin uzun dönemli sağlık sonuçlarını gözden çıkarmamak gerekiyor.
Dr Tan, içinde bulunduğu araştırmaların iki önemli bulgusunur paylaşıyor.
Uzun COVID oranı ne?
Çalışmalarında şimdiye kadar ulaştıkları iki önemli ön bulguyu açıklıyor. Biri, çalışmaya katılanlar arasında çok sayıda kişi aylar sonra hala semptomatik ve ikinci olarak da, hayat kalitesinde uzun dönemli olumsuz etki. Semptomların kısa ve uzun dönem olduğunu ve bazı sıkıntıların kalıcı olabileceğini söylüyor.
New South Wales Üniversitesi’nden Prof. BetteLiu uzun COVID’in tam olarak ne içerdiğini bilmediklerini söylüyor. Bulgulara ulaşmak için sürekli takip ve inceleme gerekiyor.
Uzun COVID’i tarif etmenin zorluğuna dikkat çeken Liu, bunun da araştırmaları zorlaştırdığını söylüyor. “COVID sonrası sendromların Britanya, ABD ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından koronavirüs bulaşmasından dört hafta kadar sonra ortaya çıkan semptomlar olarak tarif edildiğini belirtiyor. Bu sıkıntıyı tarif edip incelemenin zorluğu, ana semptomların son derece çeşitli olabilmesi.
Şimdilik araştırmacılar uzun COVID’i koronavirüs kapıp tam olarak iyileşmeyen kişilerde semptomların devam etmesi olarak tanımlıyor.
Prof. Liu, COVID-19 kapıp iyileşme üzerine Avustralya’da yapılmış en kapsamlı araştırmanın başında. Kadınların, yaşlıların ve kronik rahatsızlığı olanların tam olarak iyileşme olasılığının daha düşük olduğunu söylüyor.
Araştırmada NSW’de 2020’de ilk dalgada virüsü kapanların yüzde 94’ü takip edilmiş ve bunların yüzde beşinin üç ay sonra hala öksürme ve yorgunluk gibi çeşitli semptomları yaşadıkları tespit edilmiş.
Prof. Liu baş ağrısı, tat ve koku duyularında devam eden sorunlar, göğüs ağrısı ve kızarıklıklar dışında tarifi güç bazı semptomları da kaydedildiğini söylüyor. Bilimsel araştırmalar arasında sonuçların fark gösterdiğini, yurt dışında yapılan araştırmalarda uzun COVID oranının daha yüksek olduğunu söylüyor.
Bunun nedeni Avustralya ve diğer ülkeler arasında koronavirüs pandemisinin farklı bir süreçte ilerlemesi olabilir.
Pandeminin toplamda ne kadar yayıldığına bakacak olursak, kapanların yüzde beşi bile büyük bir sayıyı işaret ediyor. Avustralya’da pandeminin diğer ülkelere nazaran ve en azından şimdiye kadar, daha kısıtlı bir yayılması olduğunu ve bu yüzden diğer ülkelerle kıyaslayınca çok daha az vaka olduğunun altını çiziyor. Yine de yüzde beşin bile binlerce kişi anlamına geldiğini söylüyor.
COVID-19 kapıp iyileşme sonrası yaşanabilecek uzun dönemli bitkinliğin psikolojik sıkıntılara da neden olabileceği belirtiliyor.
Deakin Üniversitesi Sağlık Dönüşümleri Enstitüsü’nden Prof. Martin Hensher’in bir endişesi de kronik yorgunluk gibi uzun COVID semptomları taşıyan kişilerin ciddiye alınmaması.
COVID sonrası yaşanan semptomların aynı olmasına işaret eden uzman, bunların yorgunluk, bitkinlik ve buna bağlı depresyon ve diğer psikolojik sıkıntılar olduğunu söylüyor. Avustralya’da vaka sayısının az olmasından dolayı çok göze batmadığını ancak Avrupa ve Britanya gibi vaka sayılarının çok olduğu bölgelerde ortak semptomların belirgin olduğunu söylüyor. İnsanların doktorlarına gidip COVID’in kendilerinde kalıcı hasar bıraktığını söylediklerini ancak doktorların ve uzmanların kendilerini ciddiye almadıklarını söylüyor.
Şu anda yetkililer COVID-19’un yayılmasını önlemeye odaklanmış durumda. Ancak Prof. Hensher pandeminin uzun dönemli sonuçlarına eğilmek gerektiğini de söylüyor.
“Şu anda uzun COVID’e karşı yapabileceğimiz en iyi şey COVID-19’un yayılmasını önlemek” diyor. Bununda sosyal mesafe gibi kamu sağlığı tedbirleri dışında aşılama anlamına geliyor. Ancak henüz pandeminin uzun dönemli sağlık sonuçları üzerine çok düşünülmediğini söylüyor. Şimdilik sadece ölümlere odaklanıyoruz ancak şu anda çok sayıda insan COVID yüzünden uzun süredir bitkim ve çaresiz hissediyor. Bu da henüz planlardaki risk-avantaj değerlendirmesini etkilememiş durumda” diyor.
Uzun dönemli yardıma ihtiyaç var
ABD’de Başkan Joe Biden COVID sonrası uzun dönemli ciddi semptomların bir fiziksel engel olarak görülüp federal yardımlara ve kaynaklara erişmelerini sağlamaya çalışıyor.
Prof Hensher’e göre bu zamanlama ve mantık olarak son derece doğru bir girişim. ABD’de şimdiye kadar kaydedilen 34 milyon vaka göz önüne alınırsa, uzun COVID’in ülkeye getireceği yük devasa boyutlarda.
Avustralya’da engelli hakları için mücadele eden People with Disability Australia da ABD’nin girişimini destekliyor. Ancak örgütün uzman politika yetkilisi Giancarlo de Vera Avustralya’da yardımın farklı olması gerekebileceğini düşünüyor.
İki ülkedeki sistemlerin farklı olduğunu, Avustralya’nın sağlık sisteminin çok daha kapsayıcı olduğunu söylüyor. Ancak yine de detaylar konusunda bilgi almak istediklerini söylüyor.
Avustralya’daki National Disability Insurance Scheme [[NDIS]]’e erişimi olmayanlara nasıl bir hizmet verileceğinin kesinlik kazanması gerektiğini söylüyor.
NDIS’in uzun dönemli ve kalıcı engelleri olanlar için düzenlenen bir sistem olduğunu, ancak ikincil seviyede engelleri olup herkesin eriştiği sağlık sistemine uzun COVIDlilerin de erişebileceğine dair federal ve eyalet hükümetlerinin güvence vermesi gerektiğini söylüyor. Bunun özellikle NDIS’in gerektirdiği engellilik şartlarını karşılamayanlar için çok önemli olduğunu belirtiyor.
Britanya’da uzun COVID klinikleri açılıyor. Ayrıca uzun COVID üzerine araştırmalara da milyonlarca dolar aktarılıyor. Avustralya’da henüz uzun COVID kliniklerini gerektirecek miktarda ihtiyaç yok ancak uzmanlar kurumlar arası koordineli sağlık önlemlerine ihtiyaç olduğu konusunda hemfikir.
Bu arada Avustralya’daki araştırmalar devam ediyor ve uzmanlar delta varyantı kapanların gelip araştırmalara katılması için çağrıda bulunuyor.
En son COVID-19 verileri ve uyarıları için bulunduğunuz eyaletin sağlık bakanlıklarını sitesini ziyaret edebilirsiniz.
NSW, Queensland ve Victoria’daki son COVID-19 verileri ve uyarıları için eyaletin sağlık bakanlıklarını sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Avustralyalılar diğer insanlarla aralarında en az 1.5 metrelik bir mesafe koymalı. Federal hükümetin sunduğu son bilgilere göre Koronavirüs belirtileri hafif sağlık sıkıntısıyla zatürre arasında değişebiliyor. Semptomlar arasında yüksek ateş, öksürük, yorgunluk ve nefes darlığı var. Virüsü kapmış olabileceğinizi düşünüyorsanız, doktorunuzla irtibata geçin, kliniği ziyaret etmeyin. Veya 1800 020 080 numaralı telefondan ulusal Koronavirüs Sağlık Bilgi Hattı’nı arayın. Nefes almakta zorlanıyorsanız veya bir acil sağlık sıkıntısı yaşıyorsanız, 000’ı arayın. Koronavirüs hakkında haberler ve en son haberler için SBS Türkçe’nin ziyaret edin. Ayrıca, Türkçe konuşanlar için özel olarak hazırladığımız da izleyebilirsiniz.