Ödüllü sanatçı Melbourne’daki Küçük Türkiye'yi anlatmak istiyor

Bu yılki Leslie Walford AM Ödülü’nün sahibi Melissa Kahraman, Avustralya’daki Müslümanların medyada hep aynı şablona sokulduğunu ve ülkeye yaptıkları katkıların ekranlarda çok nadir görüldüğünü söylüyor. Bu yüzden de bu hikayeleri kendisi anlatmaya karar vermis.

Pictured: Melissa KahramanWritten by Yasmina RezaDirected by Judy Davis

Actor Melissa Kahraman will use the Leslie Walford AM Award to finance the first stage of a feature film about growing up in Melbourne’s Turkish community. Source: Supplied

Melbourne’da dünya çapında iki yüze yakın farklı toplumdan insan yaşıyor. Hepsinin de anlatmak istediği hikayeleri var. Bu yılki ülkenin en önemli oyunculuk ödüllerinden Leslie Walford AM Award’u kazanan da şehirde yaşayan Türk toplumunun hikayesini Avustralya’ya anlatmaya hazırlanıyor.

Kahraman’a sorarsanız, Melbourne’nun Küçük Türkiye’si Avustralya’nın bilmesi gereken bir başarı hikayesi.

“Küçük Türkiye adını verdiğim bölgede büyümek benim için çok güzeldi” diyor. Bu yıl Ulusal Drama Sanatları Enstitüsü’nden (NIDA) mezun olan Kahraman, şehrin kuzeyindeki Dallas’ı kapsayan Küçük Türkiye’de, Akdeniz kültürüne özgü güçlü toplumsal ve aile bağlarının öne çıktığı ancak yine de çok kültürlü Avustralya’yı da yansıttığını söylüyor.

“Bana Küçük Türkiye gibi görünse de, aslında son derece çokkültürlüydü. Okulumda Türk, Arap, Samoalı, İtalyan, İngilizler vardı. Irk ve dinimizin, bizi bölmekten çok birleştirici rolü vardı.”

Written by Yasmina RezaDirected by Judy Davis
Scene from the play God of Carnage, as written by Yasmina Reza and directed by Judy Davis Source: Supplied
Küçük Türkiye’de büyümenin olumlu ve olumsuz yönleri varmış. Her zaman güvende olduğunu hissediyormuş. “Yardıma ihtiyacım olduğunda en az 20 kişinin dükkanlarından çıkıp yardıma geleceğini biliyordum,” diyor.

“Ancak herhangi bir hata yaptığımda da, eve varmadan önce en az üç teyze annemi arayıp haber verirdi.”

Şimdi, öyle bir ortamda büyüyüğü için mutlu. Kültürü ile gurur duyduğunu söylüyor. Orada eğitim gördüğü ve fikirleri için özür dilemek zorunda olmadığını öğrendiği için mutlu.

“Bu özellikler bana yetişkinliğimde de yardımcı oluyor,” diyor.

Kahraman için oyunculuk çocukken başlayan bir tutku. Profesyonelliğe 15 yaşında adım atmış. Önceleri, toplum yaptığını bir hobi olarak görmüş. Sonraları, durum ciddiye binince, pek de destek olmamışlar.

Ancak bunun için toplumu suçlamıyor.

“Avustralya’da ekranlarda o dönemde pek Müslüman veya etnik hikayeler yayınlanmıyordu. Kilolu Müslüman genç bir kızın sanat dünyasına adım atması mümkün görünmüyordu” diye konuşuyor.

Bugünlerde insanların kendi hikayelerini, kendi yüzlerini ekranlarda görmek istediğini söylüyor.

Kahraman’ın içinde büyüdüğü, ait hissetiği toplum aslında bir Türk-Avustralya karışımı.

Film projesi

Avustralya’ya ve burada yaşayan Avustralyalı Türk toplumuna ait bu hikayeyi ekranlarda anlatmaya kararlı. Kazandığı ödül parası ile projeyi başlatacak. Fİlm için desteğe ihtiyacı olacak.

Hikayenin merkezinde Avustralyalı Türk bir kadın olacak. Kendi hayatının kontrolünü ele alan kadın, ailesi içindeki rolünü, Muslüman topluma ve inancına yönelik sorumluluklarını sorguluyor.

“Bu senaryoyu yazmamın nedeni, toplumların benim tanıdığım sekilde ekranlara yansımaması,” diyor. Ait olduğu toplumun üyeleri ekranlara terörist, görgüsüz zengin karakterler veya yardımcı roller veriliyor.

“Onları ekranda doktor, öğretmen, mühendis veya mimar olarak görmüyoruz. Halbuki arkadaşalrımın çoğu öyle,” diyor.

İnsanlar anlatacağı hikayenin ne kadar evrensel olduğunu görünce şaşıracaklarını söylüyor.

Değişen toplumun değişmeyenleri

Gelecekte ele almak istediği başka konular da var. Toplumda bazı kişilerin Avustralya’ya ilk geldikleri 1980ler veya 90larda normal veya kabul edilir olarak görülen çeşitli inanç ve düşüncelere hala sıkı sıkıya bağlı olduğunu gözlemlemiş.

“Bu toplumun her kesimini kapsamıyor. Ancak bu konuda, diğer etnik ve azınlık toplumları ile paylaştığımız ortak noktalar var. Bence bunu soruşturmak ilginç olabilir,” diyor.

Değişen zamanla beraber toplumun değişimini önemsiyor.

“Türkler uzun bir tarihi olan gururlu bir toplum. Geçmişe bakıp yaptığımız hatalardan ders çıkarmazsak, toplum olarak nasıl gelişebiliriz? Özellikle de yarın milyonluk Müslüman toplum için bu geçerli.”
Melissa Kahraman
Melissa Kahraman (L) with Declan Kelly at a scene from a play by By Bernard-Marie Kolts. Directed by Robert Schusterç Source: Supplied

Türkiye’de kariyer

Burada geliştirdiği oyunculuk kariyerini Türkiye’de sürdürüp sürdürmeyeceğini sorunca, Kahraman kesin konuştu.  ve  gibi yönetmenlerin kendisi için esin kaynağı olduğunu ve Türkiye’deki dizi sektörünün artık dünya çapında ses getirdiğini söyledi. Ancak Avustralya dışına çıkmadan önce anlatması gereken bazı hikayeler var.

Film projesi hakkında da, “Filmi izlemek için yapılacak daha çok şey var. Ancak paylaşmak için sabırsızlanıyorum” diyor


Share
Published 13 October 2020 4:54pm
By Nejat Başar


Share this with family and friends